Avrupa liderleri bundan 10 yıl önce farklı projelere doğru ilerlerken ibre şimdi tam tersine dönmüş durumda.
Habertürk’ün haberine göre; Liderleri ülkenin can çekişen ekonomisini canlandırmak amacıyla yüksek teknoloji endüstrisine nakit ve kredi aktarırken Çin otomobil üretmeye devam ediyor. İmalat ticareti fazlası rekor seviyeye yükseldi ve daha da yükselecek. Ve Avrupalı liderlerin artık asıl endişesi gelişmiş, uygun fiyatlı Çin mallarının akını.
5 Mart’ta Avrupa Komisyonu, Çin’e ek gümrük vergilerinin uygulanmasının önünü açtı. İngiltere, ülkedeki ekskavatörlerle ilgili bir soruşturma başlattı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Mayıs ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i ağırlayacak.
IMF’ye göre Avrupa, aslında dünyanın ticaret ve yatırıma en açık bölgesidir. AB’de mal ve hizmet ticareti gayrisafi milli hasılanın %44’üne ulaşmaktadır ki bu oran Amerika’nın neredeyse iki katı. Ancak The Economist’te yer alan verilere göre ‘Çin dalgası’ korkunç bir zamanda geldi. Avrupa endüstrisi hala Rusya’nın Ukrayna’ya savaşının yol açtığı ve tam da ulusal liderlerin yeşil dönüşümü hızlandırmaya çalıştığı sırada başlayan enerji şokuyla uğraşıyor. Megawatt saat başına 20 euro civarında olan gaz fiyatları 2022’de 300 euronun üzerine çıkarak elektrik fiyatlarının yükselmesine neden oldu. COVID-19 sonrası toparlanma Avrupa için enflasyona ve bir enerji krizine dönüştü. Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz oranlarını %4’e yükseltmek zorunda kaldı ve zaten zayıflamış olan ekonomide talebi vurdu.
AB’nin gayrisafi yurtiçi hasılası 2019’dan bu yana reel olarak sadece %4 oranında büyümüştür ki bu Amerika’nın yarısı kadar. AB ve Britanya için resmi tahminler bu yıl %1’in altında bir büyüme öngörüyor; bunun ötesinde ise durum belirsiz. Yani Amerika’nın üretkenliği pandemi sırasında yeni bir artış göstermiş gibi görünürken, Avrupa’nınki adeta topallıyor.
Peki, kıta ekonomisi 2022’deki Rusya şokunun yaralarını hala tam olarak saramamışken, Çin’den gelecek yeni bir şoka ve belki de ABD’den gelecek olası üçüncü bir şoka nasıl adapte olacak? İlk Çin şoku, ülkenin DTÖ’ye girdiği ve bunun sonucunda daha düşük ticaret engellerinden faydalandığı 2001 yılında geldi ve Batılı üreticilere meydan okudu. Amerika’da bazı bölgeler ve sektörler ağır darbe aldı. Avrupa daha hafif atlattı, çünkü şok kısmen orta ve doğu Avrupa ülkelerinin AB’ye katılımıyla aynı zamana denk geldi. AB’nin en yeni üyelerinin hızlı gelişimi, bloğun verimlilik artışını destekledi ve Batı mallarına talep yarattı.
AB’DE ELEKTRİK VE GAZ FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
Veriler bir önceki yılın aynı dönemine kıyasladır.
Ancak bu sefer durum çok farklı. Her ne kadar Çin ekonomik durgunluğa yanıt olarak yüksek teknolojili üretime yöneliyor olsa da, Xi Jinping aynı zamanda ülkeyi Batı endüstrisine bağımlılıktan kurtarmak istiyor. Yabancı girdilere daha az bağımlı olmayı hedefleyen bir Çin, daha az araba, daha az makine ve daha az yüksek teknoloji ekipmanı satın alacaktır ki bunlar tam da Avrupa ihracatını artıran mallar. Ve Çin ekonomisi milenyumun başında olduğundan çok çok daha büyük.
Dahası, Avrupalı firmalar artık hem kendi ülkelerinde hem de üçüncü ülkelerde giderek daha sofistike hale gelen pazarlarda Çin rekabetiyle karşı karşıya.
Öte yandan Avrupa’nın liderleri, iklim dönüşümüne milyarlar akıtırken yeşil endüstriler geliştirmeye özellikle hevesliler. Ancak kitlesel pazar için üretim yapan Avrupalı şirketler, Çinli rakiplerinin sunduğu değerle rekabet etmekte zorlanıyor. Örneğin Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi’ne göre Çin, 2022 yılında yüzde 60’lık pazar payıyla rüzgar türbinlerine şimdiden hakim durumda. Çin’in üretici-fiyat endeksi 17 aydır düşüyor ve kabaca 2019 yılındaki seviyesinde. AB için aynı endeks, enerji maliyetleri hariç tutulduğunda bile, 2019’un neredeyse dörtte biri üzerinde.
Trump ilk döneminde, Amerika’nın alüminyum ve çeliğe yüksek gümrük vergileri getirerek Avrupalı üreticileri vurmasıyla gerilimi tırmandırmıştı. Avrupa da buna, aralarında burbon ve motosikletlerin de bulunduğu Amerikan ürünlerine yönelik kendi gümrük vergileriyle karşılık verdi. İki tarafın bir ateşkese varması için Joe Biden’ın gelmesi gerekti. Trump’ın ikinci dönemi uzmanların tahminine göre çok daha sancılı olabilir. Eski Başkan Trump seçim kampanyası sırasında ABD’nin tüm ithalatına %10 gümrük vergisi getirilmesini teklif etti. Ticaret konusunda kendisine danışmanlık yapan Robert Lighthizer ise daha da ileri giderek geçtiğimiz günlerde daha da acımasız gümrük vergilerinin “gerekli” olabileceğini savundu.
Hükümetlerin yeni endüstrilere geçişi kolaylaştırmak için yapabileceklerini sınırlı. Çin ile birçok alanda yarış her geçen gün zorlaşıyor. ABD seçimlerinde olası Trump sonucu ise şimdiden yıkıcı olacak. 2024 ve hatta 2025 yılının Avrupa ve Avrupa’nın ‘hasta adamları’ için çok daha zorlu geçeceği tahminlere gerek kalmadan kesin gibi görünüyor.